A1 İngilizce Eğitimleri, küresel bir dil olan İngilizceyi öğrenmek serüveninin en temel ve en kritik basamağını oluşturur. Yeni bir dile adım atmanın getirdiği heyecan ve aynı zamanda endişelerle dolu bu başlangıç noktası, gelecekteki tüm dil becerilerinin üzerine inşa edileceği sağlam bir temeldir. Pek çok kişi için İngilizce öğrenmek, karmaşık gramer kuralları ve ezberlenmesi gereken binlerce kelimeyle dolu, göz korkutucu bir dağ gibi görünebilir. Ancak doğru metodoloji ve uzman bir rehberlikle bu yolculuk, her adımda kendine güvenin arttığı, yeni dünyaların kapılarının aralandığı ve en önemlisi, başarının somut olarak hissedildiği bir serüvene dönüşür. Bu süreçte, atılacak ilk adımın kalitesi, tüm yolculuğun seyrini belirler. Bu nedenle, başlangıç seviyesi eğitim programını seçmek, sadece bir dil kursu seçmekten çok daha fazlasıdır; bu, kişinin kendi potansiyeline yaptığı bir yatırımdır. Bu kapsamlı raporda, A1 İngilizce seviyesinin uluslararası standartlardaki tanımından başlayarak, bu seviyede kazanılan pratik becerilere, detaylı müfredat içeriğinden modern öğretim yaklaşımlarına kadar her yönüyle derinlemesine bir analiz sunulacaktır. Amacımız, A1 seviyesinin ne anlama geldiğini netleştirmek ve bu temel basamağı başarıyla tamamlamak için gereken yol haritasını çizerken, Atlas Lingua gibi öncü kurumların bu süreçte nasıl bir fark yarattığını ortaya koymaktır.
A1 İngilizce Seviyesinin Tanımı ve Uluslararası Standartlardaki Yeri (CEFR)
Bir dil öğrenme yolculuğuna başlarken, hedeflenen yeterlilik düzeyini tanımlayan evrensel bir standardın varlığı hem öğrenciler hem de eğitimciler için paha biçilmez bir rehberdir. Bu standart, Diller için Avrupa Ortak Referans Çerçevesi (Common European Framework of Reference for Languages – CEFR) olarak bilinir. CEFR, bir sınav sistemi değil, dil becerilerini tanımlayan ve dünya genelinde kabul görmüş bir ölçektir. Bu çerçeve, dil yeterliliğini altı ana seviyeye ayırarak öğrenme sürecini şeffaf ve karşılaştırılabilir kılar. Bu seviyeler üç ana grupta toplanır:
Temel Kullanıcı (A1, A2), Bağımsız Kullanıcı (B1, B2) ve Usta Kullanıcı (C1, C2). Bu sistemin en temel basamağı olan
A1 seviyesi, “Başlangıç” (Beginner) veya “Atılım” (Breakthrough) olarak adlandırılır ve Temel Kullanıcı kategorisinin ilk adımıdır. Bu seviye, bir öğrencinin sıfır bilgiden (A1 öncesi olarak da adlandırılır) dili somut ve işlevsel bir şekilde kullanabildiği noktaya geçişini ifade eder. Öğrencilerin genellikle 60 ila 80 saatlik nitelikli bir
eğitim ile bu seviyeye ulaşması beklenir, bu da öğrenme sürecine dair gerçekçi bir zaman çerçevesi sunar.
CEFR’nin temel felsefesi, öğrencinin neyi bilmediğine değil, öğrendiği dille neleri yapabildiğine odaklanan “yapabilirim” (can-do) ifadelerine dayanır. Bu yaklaşım, özellikle yeni başlayanlar için psikolojik olarak son derece önemlidir. Öğrenme sürecini, ezberlenmesi gereken kurallar yığını olarak görmek yerine, kazanılan yeni yetenekler silsilesi olarak çerçeveler. Bu, “Kendimi tanıtabilirim,” “Bir kafede sipariş verebilirim” gibi küçük ama anlamlı zaferlerle öğrencinin motivasyonunu sürekli canlı tutar. Nitelikli bir kurum olan
Atlas Lingua, müfredatını tam da bu “yapabilirim” ifadeleri etrafında şekillendirerek, öğrencilere ilerlemelerinin somut kanıtlarını sunar ve özgüvenlerini her derste pekiştirir. CEFR’nin A1 seviyesi için resmi “Global Ölçek” tanımı şu şekildedir: “Karşısındaki kişi yavaş ve net konuştuğunda ve yardım etmeye hazır olduğunda basit bir şekilde etkileşim kurabilir. Kendisini ve başkalarını tanıtabilir; nerede yaşadığı, tanıdığı insanlar ve sahip olduğu şeyler gibi kişisel bilgiler hakkında sorular sorabilir ve bu sorulara cevap verebilir”.
Ayrıca, A1 seviyesinin tek bir noktadan ziyade bir spektrum olduğunu anlamak kritik öneme sahiptir. Mutlak başlangıç seviyesindeki bir öğrenci “A1 öncesi” olarak kabul edilebilirken, A1 kursunun sonundaki bir öğrenci A2 yetkinliklerine yaklaşmaktadır. Bu durum, “herkese uyan tek beden” bir A1 kursunun yetersiz kalabileceğini gösterir.
Atlas Lingua gibi üst düzey bir eğitim kurumu, bu spektrumu tanır ve öğrencileri doğru seviyeye yerleştirmek için seviye tespit sınavları kullanır. Bu, öğrenci merkezli, esnek ve bireysel farklılıklara saygı duyan bir yaklaşımın göstergesidir. Aşağıdaki tablo, A1 seviyesindeki yetkinlikleri dört temel dil becerisi üzerinden somut örneklerle özetlemektedir.
CEFR A1 Seviyesi Yetkinlik Özeti
| Beceri (Skill) | A1 Seviyesi Yetkinlik Açıklaması (CEFR “Can-Do” Statement) | Pratik Örnek (Practical Example) |
| Dinleme (Listening) | Benimle, ailemle ve yakın çevremle ilgili tanıdık sözcükleri ve çok temel kalıpları, yavaş ve net konuşulduğunda anlayabilirim. | Bir restoranda garsonun yavaşça sorduğu “Water or juice?” sorusunu anlama. |
| Okuma (Reading) | Katalog, duyuru ya da afiş gibi yazılı metinlerdeki bildik adları, sözcükleri ve çok basit tümceleri anlayabilirim. | Bir havaalanında “Exit” (Çıkış) veya “Toilets” (Tuvaletler) gibi yönlendirme tabelalarını anlama. |
| Karşılıklı Konuşma (Spoken Interaction) | Karşımdaki kişi yavaş ve net konuştuğunda ve yardım etmeye hazır olduğunda basit yollarla iletişim kurabilirim. | Yeni tanıştığınız birine “What is your name?” diye sorma ve “My name is…” diye cevap verme. |
| Sözlü Üretim (Spoken Production) | Oturduğum yeri ve tanıdığım insanları betimlemek için basit ifadeler ve cümleler kullanabilirim. | “I live in Istanbul. This is my friend, Ayşe.” gibi basit tanıtım cümleleri kurma. |
| Yazma (Writing) | Kısa, basit bir kartpostal yazabilirim (örneğin tatil selamı göndermek için). Kişisel bilgileri içeren formları doldurabilirim. | Bir otel kayıt formuna ad, soyad, adres ve uyruk gibi bilgileri yazabilme. |
Bu tablo, A1 seviyesinin soyut bir kavram olmadığını, aksine günlük hayatta somut karşılıkları olan, işlevsel ve güçlendirici bir dizi beceri olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu, İngilizce öğrenmek isteyen bir birey için hem bir yol haritası hem de ulaşılabilir bir hedef vaadidir.
A1 İngilizce Eğitimleri
A1 İngilizce eğitimleri, bir dili öğrenmenin teknik detaylarından çok daha fazlasını ifade eder; bu, insanın kendi sınırlarını aşma ve dünyaya farklı bir pencereden bakma hikayesidir. Bu yolculuk, genellikle küçük bir endişe ile başlar: “Acaba yapabilir miyim?” sorusu zihinde döner durur. İlk derste, “Hello, my name is…” cümlesini kurarken yaşanan o ilk heyecan, aslında bir devrimin başlangıcıdır. O ana kadar yabancı ve anlamsız gelen sesler, birdenbire bir anlama bürünür ve kişinin kendi ağzından bir iletişim aracına dönüşür. Bu, A1 İngilizce eğitimleri sürecinin en sihirli anlarından biridir. Bu ilk başarılı etkileşim, bir kartopu gibi büyüyerek öğrencinin kendine olan güvenini artırır ve onu daha fazlasını öğrenmek için motive eder. Bu süreçte öğrenilen her yeni kelime ve her yeni gramer yapısı, aslında kişinin dünyadaki hareket kabiliyetini artıran yeni bir araçtır.
Bu dönüşümü somut senaryolarla hayal etmek, A1 İngilizce eğitimleri programının gerçek değerini anlamayı kolaylaştırır. Örneğin, yurt dışına ilk kez seyahat eden bir öğrenci düşünelim. Havaalanında “Departures” (Gidiş) ve “Arrivals” (Geliş) tabelalarını okuyabildiğinde hissettiği rahatlama, A1 seviyesinin pratik bir zaferidir. Bir kafeye oturup menüdeki “coffee”, “tea”, “water” kelimelerini anladığında ve “One coffee, please” diyerek siparişini verebildiğinde, artık o yabancı şehrin pasif bir izleyicisi değil, aktif bir katılımcısıdır. Kaybolduğunda birine yaklaşıp “Excuse me, where is the hotel?” diye sorabilme cesaretini göstermesi, dilin sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir bağımsızlık aracı olduğunu kanıtlar. İşte
A1 İngilizce eğitimleri, tam olarak bu anları mümkün kılmak için tasarlanmıştır.
Bu yolculuğun bir diğer önemli boyutu ise insani bağlar kurmaktır. Farklı bir ülkeden gelen bir insanla, “Where are you from?”, “What do you do?”, “Do you have brothers or sisters?” gibi basit sorularla bir sohbet başlatabilmek, kültürler arası bir köprü kurmanın ilk adımıdır. Bu basit diyaloglar, A1 seviyesinin temel kelime dağarcığı ve gramer yapıları üzerine kuruludur, ancak yarattıkları etki derindir. İnsanlar, ortak bir dilde, en temel seviyede bile olsa anlaşabildiklerinde, aralarındaki mesafeler kısalır.
A1 İngilizce eğitimleri, bu nedenle sadece dilbilgisi kurallarını öğretmez; aynı zamanda empatiyi, merakı ve küresel vatandaşlık bilincini de besler. Bu süreçte Atlas Lingua gibi kurumların rolü, bu deneyimleri güvenli ve destekleyici bir ortamda sunmaktır. Uzman eğitmenler, öğrencileri bu ilk adımlarında cesaretlendirir, hatalarını bir öğrenme fırsatı olarak gösterir ve her öğrencinin kendi hızında ilerlemesine olanak tanır. Atlas Lingua‘nın sunduğu “samimi atmosferde güçlü bir akademik eğitim” felsefesi , öğrencilerin korkularını yenip potansiyellerini ortaya çıkarmaları için ideal bir zemin hazırlar. Sonuç olarak,
A1 İngilizce eğitimleri, bir bireyin hayatında sadece yeni bir dil becerisi kazanmakla kalmaz, aynı zamanda kendine güvenini tazeleyen, dünyayla bağını güçlendiren ve ömür boyu sürecek bir öğrenme tutkusunu ateşleyen dönüştürücü bir deneyimdir.
A1 Seviyesi Müfredatı: Kapsamlı Gramer, Kelime ve Konuşma Konuları
A1 seviyesinde tanımlanan CEFR yetkinliklerine ulaşmak, tesadüfi bir süreç değil, aksine titizlikle yapılandırılmış bir müfredatın sonucudur. Bu müfredat, dilin temel yapı taşları olan gramer ve kelime bilgisini sistematik bir şekilde sunarak öğrencinin iletişimsel becerilerini adım adım inşa etmesini sağlar. Başarılı bir A1 İngilizce eğitim programı, bu iki temel unsuru (gramer ve kelime) birbirinden kopuk listeler halinde sunmak yerine, onları iç içe geçirerek anlamlı bir bütün oluşturur. Bir gramer kuralı, onu kullanacak kelimeler olmadan anlamsızdır; bir kelime ise onu bir cümleye yerleştirecek gramer yapısı olmadan işlevsizdir. Örneğin, “Simple Present Tense” (Geniş Zaman) yapısını öğrenmek, “work” (çalışmak), “live” (yaşamak), “study” (okumak) gibi fiillerle birleştiğinde bir anlam kazanır. Bu nedenle Atlas Lingua‘nın müfredatı, bu iki temel bileşeni sentezleyerek öğrencilere sadece bilgi değil, aynı zamanda bu bilgiyi kullanarak iletişim kurma becerisi kazandırmayı hedefler. Bu bölümde, A1 seviyesindeki bir müfredatın temel gramer ve kelime bilgisi konuları detaylı bir şekilde incelenecektir.
İngilizce’nin Yapı Taşları: A1 Seviyesi Temel Gramer Konuları
A1 seviyesindeki gramer eğitimi, öğrenciyi karmaşık kurallarla boğmak yerine, en temel ve en sık kullanılan yapıları öğreterek sağlam bir temel atmayı amaçlar. Bu yapılar, öğrencinin kendini tanıtması, basit sorular sorması ve günlük durumları ifade etmesi için gereklidir. Her bir gramer konusu, bir iletişim ihtiyacını karşılamak üzere öğretilir.
- ‘To Be’ Fiili (am/is/are): İngilizcenin en temel fiilidir. Kimlik bildirme (“I am a student”), durum tanımlama (“She is happy”) ve yer belirtme (“They are in the garden”) gibi en temel cümleleri kurmayı sağlar.
- Zamirler (Pronouns): İsimlerin tekrarını önleyerek konuşmayı daha akıcı hale getiren temel unsurlardır. Özne zamirleri (I, you, he, she, it, we, they), nesne zamirleri (me, you, him, her, it, us, them) ve iyelik sıfatları (my, your, his, her, its, our, their) bu seviyede öğretilir.
- Artikeller (a/an/the): İsimlerin belirli mi (the book – o kitap) yoksa belirsiz mi (a book – bir kitap) olduğunu belirtmek için kullanılır ve İngilizce cümle yapısının ayrılmaz bir parçasıdır.
- Simple Present Tense (Geniş Zaman): Günlük rutinleri, alışkanlıkları ve genel gerçekleri ifade etmek için kullanılan en temel zamandır. Olumlu (“I work”), olumsuz (“I do not work”) ve soru (“Do you work?”) formları detaylıca işlenir.
- There is / There are: Bir şeyin varlığını veya yokluğunu belirtmek için kullanılan temel yapıdır (“There is a cat on the sofa,” “There are two books on the table”).
- Soru Kelimeleri (Wh- Questions): Bilgi almak için kullanılan temel araçlardır: What (Ne?), Where (Nerede?), When (Ne zaman?), Who (Kim?), Why (Neden?), How (Nasıl?).
- Modal Fiiller (can/can’t): Yetenek ve olasılık bildirmek için kullanılır (“I can speak English,” “I can’t swim”).
- Simple Past Tense (Geçmiş Zaman): Genellikle A1 seviyesinin sonlarına doğru tanıtılan bu zaman, ‘to be’ fiilinin geçmiş hali (was/were) ve basit düzenli/düzensiz fiillerle geçmişteki olayları anlatmaya bir giriş niteliğindedir.
Aşağıdaki tablo, bu temel gramer konularını somut örneklerle açıklamaktadır.
A1 Seviyesi Temel Gramer Konuları ve Örnekler
Günlük Hayatın Kelime Dağarcığı: A1 Seviyesi Tematik Kelime Grupları
A1 seviyesinde kelime öğrenmek, rastgele listeler ezberlemek yerine, kelimeleri günlük hayattaki bağlamlarıyla ilişkilendirmeyi gerektirir. Bu tematik yaklaşım, kelimelerin daha kalıcı olmasını ve daha kolay hatırlanmasını sağlar. Atlas Lingua müfredatı, kelime dağarcığını öğrencilerin hemen kullanabileceği pratik konular etrafında organize eder.
- Kişisel Bilgiler ve Tanışma: Selamlaşmalar (Hello, Hi, Good morning), vedalaşmalar (Goodbye, Bye), isim, milliyet, meslekler (teacher, doctor, student) gibi temel ifadeler.
- Aile ve Arkadaşlar: Anne (mother), baba (father), kardeş (brother, sister), arkadaş (friend) gibi en yakın çevreyi tanımlayan kelimeler.
- Sayılar, Zaman ve Tarih: 1’den 100’e kadar sayılar, haftanın günleri, aylar ve saati sorma/söyleme ifadeleri (“What time is it?”, “It’s three o’clock”).
- Yiyecek ve İçecekler: Su (water), kahve (coffee), ekmek (bread), elma (apple) gibi temel gıda maddeleri ve restoranda sipariş verirken kullanılabilecek kelimeler.
- Şehir ve Yerler: Banka (bank), okul (school), hastane (hospital), süpermarket (supermarket), ev (house), oda (room) gibi sık karşılaşılan mekanlar.
- Sıfatlar ve Renkler: İnsanları, nesneleri ve durumları tanımlamak için kullanılan temel sıfatlar (good, bad, big, small, happy, sad) ve ana renkler (red, blue, yellow).
- Fiiller: Gitmek (go), gelmek (come), yemek (eat), içmek (drink), çalışmak (work), okumak (read), yazmak (write) gibi günlük eylemler.
Bu tematik kelime grupları, aşağıdaki tabloda örneklerle gösterilmiştir.
A1 Seviyesi Temel Kelime Alanları
Sonuç olarak, kapsamlı bir A1 müfredatı, bu gramer ve kelime konularını entegre bir şekilde sunarak öğrencinin dili sadece anlamasını değil, aynı zamanda basit ama etkili bir şekilde kullanmasını sağlar. Bu sağlam temel, öğrencinin sonraki seviyelere güvenle ilerlemesinin anahtarıdır.
Başarıya Giden Yol: Modern Öğrenme Metodolojileri ve Atlas Lingua Yaklaşımı
Bir dil eğitim programının başarısı, yalnızca “ne” öğretildiğine (müfredat) değil, aynı zamanda “nasıl” öğretildiğine (metodoloji) de bağlıdır. Geçmişte yaygın olarak kullanılan ve gramer kurallarının ezberlenip ana dile çevrilmesine dayanan Dil Bilgisi-Çeviri Yöntemi gibi geleneksel yaklaşımlar, genellikle gramer testlerinde başarılı olan ancak basit bir diyalog kurmaktan çekinen öğrenciler yetiştirmiştir. Bu durum, dil öğrenenler arasında yaygın bir hayal kırıklığı kaynağıdır. Modern dil öğretimi, bu eksikliklerin farkında olarak, öğrenme sürecinin merkezine iletişimi koyan, öğrenciyi aktif kılan ve motivasyonu en üst düzeyde tutan metodolojiler geliştirmiştir. Bu yaklaşımlar, dilin bir ders konusu olarak değil, gerçek hayatta kullanılacak canlı bir araç olarak görülmesini sağlar.
Bu modern yaklaşımların başında İletişimsel Dil Öğretimi (Communicative Language Teaching – CLT) gelir. CLT’nin temel ilkesi, dil öğrenmenin nihai amacının etkili iletişim kurabilmek olduğudur. Bu yöntemde sınıf, kuralların anlatıldığı bir konferans salonu değil, dilin aktif olarak kullanıldığı bir atölyedir. Öğretmen, bilgiyi aktaran bir otorite figürü olmaktan çıkıp, öğrencilerin iletişim kurmasını kolaylaştıran bir rehber (facilitator) rolünü üstlenir. Sınıf içi etkileşimlerde hedef dilin (İngilizce) kullanımı en üst düzeye çıkarılır ve aktiviteler, öğrencilerin gerçek hayatta karşılaşabileceği durumları yansıtır. Bu, öğrenme sürecini anlamlı ve akılda kalıcı kılar.
CLT’nin pratik bir uygulaması olan Görev Tabanlı Dil Öğrenimi (Task-Based Language Teaching – TBLT), dersleri belirli bir “görevi” tamamlama etrafında yapılandırır. A1 seviyesindeki bir öğrenci için bu görev, “bir restoranda menüden yemek sipariş etmek,” “bir arkadaşına e-posta ile basit bir tatil planı anlatmak” veya “bir form doldurarak kişisel bir profil oluşturmak” olabilir. Bu yaklaşımda, gramer ve kelime bilgisi, görevi tamamlamak için ihtiyaç duyulan araçlar olarak sunulur. Bu durum, öğrencinin “Bu kuralı neden öğreniyorum?” sorusuna net bir cevap bulmasını sağlar ve öğrenme motivasyonunu önemli ölçüde artırır. TBLT’de öncelik, görevin başarılı bir şekilde tamamlanmasıdır; dilbilgisel mükemmellik ikinci plandadır. Bu, özellikle hata yapmaktan korkan başlangıç seviyesindeki öğrenciler için kaygıyı azaltan ve onları konuşmaya teşvik eden son derece etkili bir stratejidir.
Atlas Lingua Yaklaşımı, tam da bu modern, öğrenci merkezli ve kanıta dayalı metodolojiler üzerine kurulmuştur. Atlas Lingua‘da sunulan A1 İngilizce eğitimleri, öğrencilerin pasif dinleyiciler olduğu geleneksel ders anlayışını reddeder. Sınıflar, öğrencilerin sürekli olarak dili kullandığı, çiftler halinde (pair work) ve gruplar halinde (group work) çalıştığı, rol yapma (role-playing) gibi tekniklerle gerçek hayat senaryolarını canlandırdığı dinamik ve interaktif ortamlardır. Bu yaklaşım, dilin dört temel becerisini (dinleme, konuşma, okuma, yazma) izole bir şekilde değil, bütünleşik bir yapıda geliştirir.
Atlas Lingua‘nın “samimi atmosferi” , bu öğrenme sürecinin temel bir parçasıdır. Destekleyici ve pozitif bir sınıf ortamı, öğrencilerin kendilerini güvende hissetmelerini, risk almaktan ve hata yapmaktan çekinmemelerini sağlar. Çünkü dil öğreniminde ilerlemenin en önemli koşullarından biri, dili kullanma cesaretidir. Sonuç olarak, öğretim metodolojisi seçimi, sadece akademik bir tercih değil, aynı zamanda öğrenci motivasyonunu ve başarısını doğrudan etkileyen stratejik bir karardır.
Atlas Lingua, İletişimsel ve Görev Tabanlı yaklaşımları benimseyerek, öğrencilerine sadece İngilizce öğretmekle kalmaz, aynı zamanda onlara dili sevdirir ve öğrenme sürecini keyifli ve kalıcı bir deneyime dönüştürür.
Sonuç olarak, A1 İngilizce eğitimleri, küresel bir dil olan İngilizce ile kurulacak anlamlı ve uzun soluklu bir ilişkinin temelini atar. Bu rapor boyunca detaylandırıldığı üzere, A1 seviyesi, uluslararası geçerliliğe sahip CEFR tarafından tanımlanan, öğrenciye somut ve işlevsel iletişim becerileri kazandıran kritik bir başlangıç noktasıdır. Bu seviyenin başarısı, öğrencinin kendini tanıtmasından basit alışverişler yapmasına kadar uzanan günlük hayat senaryolarında dili kullanabilme yeteneği ile ölçülür. Bu yetkinliklerin kazanılması, en temel gramer yapılarını ve tematik kelime gruplarını içeren, titizlikle hazırlanmış bir müfredat gerektirir. Ancak müfredatın varlığı tek başına yeterli değildir. Öğrenme sürecinin başarısını belirleyen en önemli faktör, bu içeriğin nasıl sunulduğu, yani benimsenen öğretim metodolojisidir.
Geleneksel, ezbere dayalı yöntemlerin aksine, İletişimsel Dil Öğretimi (CLT) ve Görev Tabanlı Dil Öğrenimi (TBLT) gibi modern yaklaşımlar, öğrenciyi merkeze alarak ve dili gerçek bir iletişim aracı olarak kullanarak motivasyonu ve kalıcılığı en üst düzeye çıkarır. Bu metotlar, öğrencinin kaygılarını azaltır, kendine güvenini artırır ve öğrenme sürecini keyifli bir keşif yolculuğuna dönüştürür. Bu nedenle, bir dil kursu seçimi yaparken, kurumun benimsediği eğitim felsefesi ve pedagojik yaklaşım, en az müfredat içeriği kadar dikkatle incelenmelidir.
Bu noktada Atlas Lingua, sunduğu A1 İngilizce eğitimleri ile ideal bir model teşkil etmektedir. Akademik titizliği, kanıta dayalı modern metodolojilerle birleştiren Atlas Lingua, öğrencilerine sadece dilbilgisi ve kelime öğretmekle kalmaz, aynı zamanda dili sevdirir ve onu kullanmaları için cesaretlendirir. Destekleyici ve samimi bir atmosferde, her öğrencinin kendi potansiyelini gerçekleştirmesini sağlayan bu yaklaşım, A1 seviyesinin sağlam bir şekilde atlatılmasını ve gelecekteki dil öğrenme serüvenine güvenle devam edilmesini garanti eder. İngilizce öğrenmek ve küresel iletişim dünyasına ilk adımı atmak isteyen herkes için doğru başlangıç, başarıya giden yoldaki en önemli adımdır. Kendi başarı hikayenizi yazmaya başlamak için, bu felsefeyi benimseyen Atlas Lingua‘nın uzman kadrosuyla iletişime geçerek A1 İngilizce eğitimleri hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.
